The Witcher 3 Wild Hunt
Daha önceden hiç The Witcher serisi ile karşılaşmamız olabilirsiniz. Ancak “The Witcher 3” serinin son oyununu kesinlikle oynamanızı tavsiye ederim. Skyrim hayranıysanız devasa bir oyun, özgürlük arıyorsanız oynayın. Grafiklere önem veriyorsanız ve “hikâye olmadan asla” diyenlerdenseniz eğer yine oynamanızı tavsiye edeceğim bir oyun olmuş diyebilirim The Witcher 3.
Oyunun müziklerine değinirsek; eminim birçok oyuncu oyunlar’da görsel kalite ile birlikte ses ve müzik gibi unsurları da göz önün de bulunduruyor. Oyunun sunduğu müzikler insanın içine işleyecek derece de güzelliğe sahip. Oyun’da geçen görevler geçen serileri gibi her bir parçası en ufak incelikle ayarlanmış büyük bir emeğin ürünü. En basit görevlerinden meşhur hayalet avına kadar olan görevlerin hepsine ait bir arka plan hikâyesi bulunmakta bu da oyuncuları oyuna daha da bağlamaktadır. The Witcher 3’te bulunan görevlerin sayısı, oyunun ikinci serisinde ki görevlerin sayısından üç hatta dört kat daha fazla diyebilirim oyun üzerin de o kadar uğraşılmış, emek verilmiş.
Özellikle bu görevlerden “basit” olarak belirtilen görevlerin ilerleyen zamanlar da ana hikâye ile birleşiyor olması, oyuna ayrı bir heyecan katıyor.
Oyunun kırılma noktası olarak belirtebileceğimiz görev ise White Orchard’ta karşımıza çıkan hayalet görevi. Özellikle takipler, tuzaklar ve çözülmeyi bekleyen gizemler… Bu oyunun meşhur görevini bitirdikten sonra bir diyalog var ki beni benden alan ince hesaplar ile oyuna “film” havası katan.
Oyunun önceki serilerin de ana hikâyeyi bozmadan devam edebilme seçeneğiniz vardı. Ancak The Witcher 3 size böyle bir imkân sunmuyor. Çünkü oyun için de çok fazla altına ihtiyacınız olacağından dolayı küçük olarak belirttiğiniz görevleri yapmak zorunda kalıyorsunuz. Eşyalarınızı tamir ettirmek bile cüzdan boşalttırıyor desek yeridir. Kısaca oyun da her şey para, tüccarlara bulduğunuz nesneler satma seçeneğiniz mevcut ilk bakışta sorun yok ancak nesneleri ayrıştırmanız gerekebiliyor ve o nesneleri ayrıştırmak bile parayla. Oyunu zorluk seviyesi yüksek oynarsanız eğer, sağlık seviyeniz sadece gündüz vakti belirli miktar doluyor ve siz sağlık ihtiyacınızı yemeklerden karşılamak zorunda kalıyorsunuz. Kötü haber yemekler de parayla.
Oyunun sunduğu açık dünya ilk bölüm de küçük sınırlamalar eşliğin de oluyor. Hemen ilk bölümden Kaer Morhen’e gidemiyoruz. Açık dünya da ilerlerken harita bölgelere ayrılmış durum da. Bu bölgelerin sınırına ulaştığınız takdir de oyun size geri dönmenizi söylüyor bu durum çoğu oyuncunun hoşuna gitmeyen bir özellik.
Son seri ile birlikte dövüş animasyonları da gelişiyor. Dualshock 4 sayesin de sunulan animasyonlar ile birlikte serinin önceki oyunların’a görülen dövüş animasyonların da meydana gelen kopukluk çözülmüş oluyor.
Geralt’ın yetenek ağacı bulunduğunuz seviyeye göre açılıyor, 4 bölme ile ayrılmış olan 12 özellik sığabilen yetenek ağacınızı akıllıca kullanmanız oldukça önemli. Özellikle ilerleyen zamanlar da yetenek ağacında ki özel mutajen bölgeleri inanılmaz yarar sağlıyor. Çevreden ve öldürdüğünüz yaratıklardan topladığınız mutajenler Geralt’ın daha güçlü olmasını sağlıyor.
Oyuna gelen yeniliklerden birisi de, artık iksir hazırlarken meditasyon yapmaya gerek kalmıyor. Bu durum önceki seriler de çok can sıkıcı bir durumdu ama artık istediğiniz gibi menüye girip iksirinizi hazırlayabiliyorsunuz.
Ek olarak The Witcher 3’te oluşan optimizasyon sorunlarını da dile getirmek istiyorum bu muhteşem özelliklerini gölge de bırakmayacak derece de küçük optimizasyon sorunları oyunun bence tek açığı…
Hikayeler inanılmaz, görevler çok iyi, grafikler de bence gayet güzel
hiç bilmediğim bir oyun serisiydi the witcher. sayenizde öğrenmiş oldum
nasıl oyun olduğu hakkında detaylı bilgim olmasada buradan baya birşeyler öğrendik.
Uzun zaman sonra atmosferi en etkileyici oyun. Ikiyi yeniden oynuyorum bu bitmesin diye.
son zamanların moda oyunlarından biride buymuş.
Güzel bir oyuna benziyor. Skyrim oynamıştım. Zor bir oyundu. O tarz bir oyunsa eğer denemeye değer.